Bugün bir arkadaşımın ısrarlarına dayanamayıp sonunda ofisine gittim. Bu arkadaşım benimle iş yapmak isteyen bir arkadaşım aynı zamanda, herkesin iyi ve kötü kendine has huyları var ama onunkisi yaptığı iş için gerçekten çok kötü, törpülemesi gereken bir alışkanlık; Dinlemesini bilmiyor. Düşünsenize birisi sizden faydalanmak istiyor veya art niyetsizce sizinle iş yapmak, para kazanmak istiyor ama sizin kendinizi anlatmanıza dahi izin vermiyor, sürekli kendisi konuşuyor. Sadece bu yüzden, insan kendisini, birlikte iş yapmak istese bile o ortama ait hissedemiyor. Hayattaki en önemli şey gerçekten de dinlemeyi bilmek, kimse bilmiyor.
Başımdan 2 tane tatsız evlilik geçti. 1.eşim doktordu, 2. eşim ise benden yaşça büyük bir bayandı. Sonuçta ben sevdim, ben evlendim yürümemiş olabilir, içerisini tüm gerçekliği ile insanın sadece kendisi bilebilir. Maalesef etrafınızdaki herkes herşeyi, yaşadıklarınızda dahil sizden daha iyi biliyor ve sizi yargılıyor.
1.eşim çok para kazandığı için ne yapıp ne edip yürümeyen bir evliliği yürütmem gerektiğini, 2.eşim ile olan evliliğimin ise tamamen yanlış olduğunu, kendilerinin böyle bir evlilik yapabilmeleri için ( benden yaşça büyük olmasını kastediyorlar ) karşı taraftan iyi maddi imkanlar talep edebileceklerini dile getiriyorlar. Tabi ben bunları yapmamış olduğum içinde hay benim kafama diyorlar kendilerince … Oysa kimse sevmiş olabileceğim ihtimalini aklına bile getirmiyor.
İzin vermesen mi? diyeceksiniz tüm bu hadsizliklerine ama zaten hadsizlikleri esasen cahillikleri denebilir. Hepimizin hayatında bir çok kategoriden insan var benimde hayatımın bir kategorisindeki insanlar demek ki cahil ve de hadsiz, düşünsenize hayatında 3 tane kitap okumamış birisi sizi yargılamaya kalkıyor.
Peki sizlerin hayatında kaç kişi var bu şekilde ya da var mı ? İnsana kendisini kötü hissettiriyorlar. Bazen yaptıklarımdan, yaşadıklarımdan kendimi suçlu gibi hissediyorum. Herşeyi bilsem, kendimce doğruları yapmış olsam bile kötü hissediyorum, hatta kendimi, bazen bende sorguluyorum, neden olmadı? neden yürütemedim? diye … Oysa ki tüm nedenleriyle biliyorum kendi doğrularımı, yaptıklarımı, nebze pişmanlık da duymuyorum yaşananlardan. Bana da karşılıklı her türlü yalanla riyayla yürütülmeye çalışılan üzerine bir de övünülen evlilikler tuhaf ve içi boş geliyor. Bu insanları ve ilişkilerini asla anlayamıyorum.
Buradan hareketle bir dokunduruşta günümüz kadınlarına yapmak istiyorum, jenerasyon olarak asla ayırmıyorum, yani bu istisnasız bir genelleme gibi ve maalesef de öyle! Artık kimsenin hiç bir niteliğinin veya değerlerinin ( sevgi, saygı, sadakat vb ) zerre kadar bir değeri yok, hele ki kadınların gözünde hiç yok, bir erkeğin hiç birşeyinin değeri yok maddi imanları hariç. Yakın geçmişe kadar hatırlar mısınız? Kadınlar için daha duygusal daha sadık vs gibi sıfatlar yakıştırılırdı. Şimdilerde ise öyle farklılar ki her birinin sadece sizinle konuştuğunu iddia ettiği, emin olun ki sizin dışınızda da idare ettiği 1 ila 4 kişi olduğuna ve kendi kafalarındaki değerlendirme sonucunda ki değerlendirmenin tek kriterinin sadece maddiyat olduğu işini bilen bir kadın nesli ile karşı karşıyayız maalesef ! Üzerine üstlük hak ve de ( fazladan ) eşitlik iddia ediyorlar değil mi? İnanın bana sizi ve diğerlerini idare ederken, bütün maddi birikiminizi de idare ediyor ( yiyor ) olabilirler. Sonuç sırası ile öncelikle en zayıf halkanın sonrada diğerlerinin tükenmesi ile kendilerine yol verilmesi şeklinde oluyor.
Bugün bir kadın, sizi beğeniyor, sizden hoşlanıyor, maddi durumu sizden kötü bile olsa, sizin ona verecek bir şeyiniz yok ise ( maddi anlamda ) sizinle buluşmaz. Bunu zaman kaybı olarak görür ve duygularına rağmen sizi sıfırlar, ELER!
Bu saydıklarımın hepsini neden yazıyorum? Çünkü yazdıklarını birebir yaşamış bir insanın tecrübelerinden belki kazara okuyan birileri yararlanır diye, ilk zamanlarda olduğu kadar öfkeli değilim, mutlaka okunsun diye yazdıklarım sürekli broadcast yapma derdinde de değilim. Öfke dönemlerimi geçirdim ancak yaşadıklarım aklıma geldiğinde yine de içim acıyor ve uykularım kaçıyor. İşte bu nedenle kimse yaralanmasın ama yararlansın diye yazıyorum denebilir.
Maksadım direkt olarak kadınlara yüklenmek değil, öncesinde kendi ( erkek ) arkadaşlarımın ilişkiye, olaylara bakış açılarını yazdım. Yani atı alan değil Üsküdarı, Gebzeyi, Gemliki filan geçmiş, ben hala Sevgi, Saygı, Sadakat, Adalet filan derken meğer bunların hepsi çöp olmuş, tuvalete atılmış, üzerine bir de sifon çekilmiş…
Nasıl birşey biliyor musunuz hissettiğim? Bende aslında yıllardır süregelen bir histir bu; Her yerden, her şeyden elini çekip, bütün sosyal mecraları kapatıp ki buna telefonda dahil ortadan ” Yok Olma Hissi ! ”
Kadınları da Erkekleri de tüm ilişkileri de zaman kaybı olarak görüyorum. Kendimi adeta Bataklıkta hissediyorum!